SimracersTR çatısı altındaki ilk yarışına DTM 1992 sezonunda çıkan fakat simracing dünyasında ise oldukça eski olan pilotlardan biri olan Ozan Ülkügil’e mikrofonlarımızı uzattık. Antreman seanslarında en hızlı tur zamanlarına imza atan Ozan, yarışta neden hedeflediği başarıyı yakalayamadığını anlattı. Tecrübeli pilot yarışı terkeden diğer pilotlara da tavsiyelerde bulundu.
Ozan Ülkügil Röportajı:
–Geçtiğimiz aylarda biten WTCC şampiyonasına kayıt yaptırmana rağmen yarışlara katılmamaıştın dolayısıyla 92 DTM sezonuyla SimracersTR çatısı altında ilk resmi yarışına çıkmış oldun. Öncelikle aramıza hoş geldin diyoruz. İlk yarış büyük bir talihsizlik yaşadın, yine de yarışı bırakmayarak ne kadar disiplinli bir pilot olduğunu göstermiş oldun. Ufak kazalarda bile yarıştan ayrılan arkadaşlara söylemek istediğin birşeyler var mı?Simracing dünyasında oldukça başarılı bir pilot olduğunu biliyoruz. İlk yarışta bu hızını ve tecrübeni piste aktaramadığın yönünde bir görüş oluştu bizde. İlk yarıştaki şanssız kazayı saymazsak özellikle ikinci yarışta senin için ters giden bir durum mu söz konusuydu?
“Hoşbulduk, farklı oyunlarla haşır neşir olmak için SimracersTR’deki ilk yarışıma çıkmış oldum. WTCC sezonu ters bir zamana gelince hiç yarışamamıştım. Daha önceden tanıştığım kişilerle aynı çatı altında olmak güzel.
Yarışlara gelirsek Arda’nın üzerinde çalıştığı ayar sayesinde hızlı ve hatasız gidebiliyorduk. Sıralamalarda ilk 2 sırayı alarak bunu kanıtladık ama yarışlar çok ters gitti. İlk yarışın startı kötüydü, 4. sıradaydım ve önümde Arda ile Tuna vardı. İyi startı sayesinde Ahmet biraz daha önümüzde lider gidiyordu. Tur sonunda start almayıp pistin ortasında kalan BMW”yi görmem geç oldu. Öndekiler kaçmayı başardı ama benim için çok geçti. Kötü startı telafi ederim derken daha da kötüsü oldu ve son sıraya düştüm. Arkadan gelen 3-4 kişi daha pist ortasında kalmış olan aracıma çarptı. Karoser hasarı vardı ama mekanik aksam sağlam kaldı. 20 dakikalık bir yarışta kalan 17-18 dakikada 6-7 araç geçmek dışında birşey yapamadım. Son tur Oğuz’u yakaladıysam da atak fırsatı olmadan 9. bitirdim.
2. yarış startı ilkinden de kötüydü, çoğu kişi yanımdan geçip gitti ama ilk virajdaki karambol sayesinde pozisyonlar geri geldi. Kazadan kaçmaya çalışırken çime değince pitten geçme cezası verdi. 2. tur liderliği alıp arkadaki rekabet sayesinde 6 sn farkı yakalamıştım ama ceza ile hepsi çöp oldu. Cezamı çektiğimde 11. sıradaydım ve en azından bu kez aracım hasarsızdı. Birkaç frenaj kaçırmam dışında temiz bir 7 – 8 tur sonunda 4. oldum. Son turda Melih ve Kemal’in mücadelesinden faydalanıp birkaç salise ile Kemal’i geçmem haftanın tek iyi olayıydı.
Hızlı olmak maalesef yarış kazanmak veya iyi sonuç almak için yeterli olmuyor. Doğru zamanda doğru yerde olup, istikrarlı ve şanslı da olmanız gerekiyor. Sıralama turları ve yarışlarda en hızlı zamanlar bendeydi ama ortalamaya vurunca elde birşey kalmamıştı. İlk yarışta başkası nedeniyle gerilerde kaldım, 2. yarışta oyunun saçma pist kuralının kurbanı oldum.
İleriki yarışlarda herşeyin bir arada olduğu yarışlar geçireceğimize inanıyorum. Her ne kadar single olarak çok fazla oynasam da önem vererek yarıştığım ilk online RaceRoom yarışıydı. Oyunun eksi ve artı taraflarını görmek adına güzel bir tecrübe oldu. Geriye düştükten sonra eğer temponuz varsa yarışların her zaman daha uzun olmasını istersiniz ama bir sorun yaşadığınızda 20 dk veya 11-12 tur size çok kısa geliyor. Hatayı veya kaybedilen zamanı belli bir yere kadar toparlayabiliyorsunuz. Yapabildiğim tek şey gidebildiğim kadar hızlı gidip, öndeki araçları zaman kaybetmeden geçmekti ama Hungaroring pistinin yapısıyla bu çok kolay olmadı.
Yarıştan çıkan arkadaşlara ise söyleyebileceğim, 2 yarış olduğundan ve yarıştan çıkan 2. yarışa da katılamadığından pistte durmaları kendi çıkarlarına sonuçlanabilir. Ahmet Tokmak’ın son sıradan gelip kazanması bunun en iyi örneğidir. Umutlarını ve motivasyonlarını kaybetmeden sürmeleri ile kötü giden bir ilk yarış sonrası daha hırslı bir şekilde 2. yarışa çıkıp iyi sonuç kovalamaları son derece mümkün.”